Yazdığı ve söylediği hüzünlü şarkıları ile tanıyoruz onu. Gülden şarkılarının sözlerine, duygusuna baktığınızda aşkını da acısını da her zaman bir savaş madalyası gibi göğsünde gururla taşıyan bir kadın var aslında.
Yaklaşan yeni yılı özel bir fotoğraf çekimi ile kutlarken, yeni albüm “Müdavim”i de konuştuğumuz bir röportajla bir araya geldik.
Röportaj: Sanem Kurt
Fotoğraf: İbrahim Yıldıztekin – Tolga Aksakal
Styling: Günaydın Sinem Çelik
Makyaj: Nihal Dinç
Saç: Mutlu Ahmet Sinan
2020’nin Sonuna geldik pandemi, depremler derken toplumsal ve bireysel olarak hepimizi değiştiren dönüştüren bir yıl oldu… Sizin için nasıl bir yıl oldu 2020?
Toplum olarak mücadele edilen olayların zamanlarında, kimliğin ve statünün önem arz etmediği bir durum oluşuyor. Yani hepimiz aynı gemideysek, sağ çıkmak için birlikte mücadele etmemiz en doğrusu. Dolayısıyla ben de toplumun bir parçası olduğum için aynı zorlukları, üzüntüleri ve endişeleri taşıdım. Herkesin ortak dileği olan sağlık ve sağ kalabilmek ve herkesin iyi olduğunu görebilmek en büyük temennimdi.
Umutsuzluğu hiç sevmedimv
Sizce birey ve toplumda neleri değiştirdi 2020?
Yaşamla ilgili endişeler taşıyorsanız, hele ki belirsizlik içinde bekliyorsanız kapana kısılmış gibi hissedersiniz. Her bireyin hem manevi hem de maddi olarak bu belirsizlikten son derece etkilendiğini gördük. Belki bazı kimseler hızlıca akıp giden hayatın birdenbire yavaşlayarak değişmesiyle kendi özüne biraz daha dönmüş ve o telaştan sıyrılıp kendiyle kalarak manevi olarak sakinleşmiş olabilir fakat bu sakinliğin bile fazlası bir dönem sonra öfke patlaması olarak geri dönüyor. Hepimiz çok etkilendik ve genel olarak tahammül seviyemizde ve duygularımızda sürekli ani değişimler yaşadık.
2021 nasıl geçecek dersiniz. Ne diliyorsunuz 2021’den?
Umutsuz olmak istemiyorum… Umutsuzluğu hiç sevmedim, kimse de sevmediği bir şeyle karşılaşsın istemiyorum bu yüzden umarım 2021 bize koşa koşa sağlıkla gelir. Gerisini ama az ama çok biz bir şekilde hallederiz bence.
Ben dinleyicilerimin müdavimiyim aslında
2020 yepyeni bir proje ile noktalıyorsunuz. Hayırlı olsun diyelim “Müdavim” nasıl ortaya çıktı?
Herkes en iyi bildiği şeyi yaparak birbirine faydalı olmak ister ya hani, benim de en iyi bildiğim şey şarkı yazmak ve söylemek. Şarkılarımla birilerinin hayatına dokunduğumu hissettiğimde çok huzurla doluyorum… Uzağız ama yakın olmak istiyorum, biri evinde köşesine çekilmiş bir şeyler düşünürken bir şarkı eşlik edecekse ona, o şarkıyı ben yazmış ve o kişinin yanına oturup ben söylemiş olmak istiyorum. Muhteşem bir yardımlaşma bence. Elimden bu geliyor ve bunu tekrar ediyorum sürekli. Ben dinleyicilerimin müdavimiyim aslında, onlar yoksa çok eksik kalırım, o yüzden “Müdavim”i hazırlamak ve şarkılarımla da olsa dinleyicilerimle kucaklaşmak ve bu dönemde onlarla yan yana olmak istedim.
5 şarkı 5 klip konsepti ile çıktınız projede başka sürprizler var mı?
Mendil şarkımın akustik versiyonunu bekleyenler vardı, bu projeye onu da dahil ettim ve 5 şarkının da kliplerini hazır ederek projeyi “Unutur muyum”un video klibiyle yayına sundum. En büyük sürpriz hiçbirinin klipsiz kalmaması bence, sade olması, yormaması, dinlendire dinlendire hüzünlendirmesi belki de…
Çıkış şarkısı “Unutur Muyum” harika bir ekip işi. Bu projede kimlerle çalıştınız?
Tüm şarkılarımda olduğu gibi “Unutur muyum”un da söz ve müziği bana ait. Düzenlemesini ve klasik gitar çalımını Özgür Abbak yaptı. Özdemir Güz ud ve cümbüşle renk kattı. Bas gitarda Fırat Duyulur, bendir, darbuka, def, küp, shaker, talking drum Emin Ay’ın parmaklarının marifeti ve mix-mastering’i Evren Arkman üstlendi. Klip yönetmenimiz İzzet Başlak, görüntü yönetmenimiz Vedat Demir’di. Hakikaten çok keyifli bir ekip çalışması oldu, sanat yönetmenimizden tutun da bir bardak su ikram edenimize kadar gönülden emekle ve keyifle çalıştık.
Müdavim gerçekten tadımlık bir proje olmuş… Devamı gelecek mi?
Evet 🙂 ben yazmaya devam ettiğim sürece hep bir devamı olacak.
Sizin için kelimelere fısıldayan kadın diyorlar bu kadar yoğun duygu dolu söz ve müziklerin ilham perisi nereden geliyor?
Benim ilham perim duygular, durumlar değil… Dinlediğim, gördüğüm, şahit olduğum bir durumda konunun ne olduğuyla değil kişinin ne hissettirdiğiyle ilgileniyorum. Mesela bana anlattığınız herhangi bir şeyi bir saat sonra unutabilirim ama anlatırken ki ifadenizi, tavrınızı ve mimiklerinizi 10 yıl sonra bile net hatırlarım. Çünkü yaşanmış bir olayda etki ne kadar aynı olursa olsun tepki herkeste farklıdır. O yüzden perim de kalemim de duygulardan geliyor.
Güçlü yazarların çok okuduğu bilinir sizin sevdiğiniz yazar ve şairler kimler? En sevdiğiniz şiir nedir?
Şair deyince yüzüme bir tebessüm düşüyor… Cemal Safi hayranıyım ben. Kalemi, anlatım dili, hissettiği duyguyu aman ne derler demeden özgürce en dip noktasından ifade ediş biçimi her zaman gönlümde büyük taht sahibi olmuştur. Kitaplara gelince; Doğan Cüceloğlu müthiş bir hazine benim için. O hep yazsın, anlatsın, ben hep okuyayım mesela. Sonra, Ozan Önen’in anlatım dili de çok derin ve kıymetlidir benim için. Çok var, ama hayatta herhangi bir şey için “en”im pek yok “birçok”larım var, o yüzden en sevdiğim şiir en sevdiğim şiirlerdir diyeceğim 🙂
Bilgim haricinde işleyen sistem benim sistemimi çok bozuyor. Kendimle alakalı her şeyin ama içinde ama köşesinde illa da olmak ve nasıl ilerleyeceğini bilmek istiyorum.
Olmazsa olmazlarınız nedir?
Bak soruyu duyar duymaz tüylerim ürperdi. Kontrol. Kontrol olmazsa olmaz. Bilgim haricinde işleyen sistem benim sistemimi çok bozuyor. Kendimle alakalı her şeyin ama içinde ama köşesinde illa da olmak ve nasıl ilerleyeceğini bilmek istiyorum. Yorucu oluyor genelde ve hayatımdaki insanlar yorulduğumu hissederek bazen frenlemek durumunda kalıyorlar beni 🙂
Uzun yıllar Londra’da yaşamış bir müzisyen olarak, İngilizce şarkılar da seslendiriyor musunuz? Yabancı şarkılardan oluşan bir proje gelir mi?
Evet seslendiriyorum ama ev*de 🙂 Şaka bir yana öyle bir proje düşüncem hiç olmadı açıkçası. Şarkılarımda anlattığım hikayeleri kendi dilimde kendi kültürümün içinde ifade etmek fazlasıyla mutlu ediyor beni.
Sahneleri eminim ki özlemişsinizdir sahne öncesi ritüelleriniz totemleriniz var mı?
Sahne öncesi herhangi bir ritüelim ya da totemim yok ama sahneden indikten sonra hiç değişmeyen bir şey var, o da minimum 10 dakika kimseyle konuşmama durumum. Öyle bir huzurla doluyor ki içim sadece sessiz kalıp o huzuru hissetmek istiyorum bir süreliğine.
Pandemi döneminde birçok müzisyen YouTube kanallarında online konserler düzenlediler sizi de online konserlerde görecek miyiz?
Şimdiye kadar hep sevenlerimiz geldi konserlerimize bizi dinlemek ve izlemek için. Şu an şartlar gelmelerine el vermiyorsa biz onlara gideriz o halde. Sürece göre şekillenecek bir şey bu, umarım bir an önce sağlıklı günlere çıkalım da göz göze söyleyelim şarkılarımızı.
Nerede ihmalde kalmış bir çocuk görsem alıp bağrıma basasım, kendimi onun için paralayasım geliyor.
Sosyal medya ile aranız nasıl? Hesaplarınızı kendiniz mi yönetiyorsunuz?
Bence fena değil 🙂 Bazen çok daha fazla aktif olmamı istiyorlar ama ben gönlümden geçtiği kadar var oluyorum, stratejik kullanımlar, zorlamalar ve mecburiyetler işin samimiyetini yok ediyor. Gerçek olmayan hiçbir davranışı ve eylemi sevmiyorum. Evet kendim kullanıyorum, kendime kadar 🙂
Köy okullarına yolladığınız pastaları biliyoruz. Çocuklara yönelik sosyal sorumluluk projeleri devam ediyor mu?
Onlar hep yapılması gereken paylaşımlar, eve giderken ekmek almak kadar doğal ve olması gereken paylaşımlar. Çocuklar benim kırmızı çizgim, onlara olan hassasiyetimi her şart ve koşulda önceliklerim arasında tutuyorum. Ömrüm ve gücüm yettiği kadar arttırıp, paylaşmaya devam edeceğim. Nerede ihmalde kalmış bir çocuk görsem alıp bağrıma basasım, kendimi onun için paralayasım geliyor. Keşke gücüm yetse hepsine yetişebilsem keşke…
Sanatçı çocuklarına sormasak olmaz kızınızın müziğe ilgisi var mı?
Her ne kadar müzik konusunda herhangi bir yönlendirmem olmasa bile sanırım genden kaynaklı bir sevme ve ilgilenme durumu var. Keman, ukulele ve yan flüt çalıyor. Bu enstrümanların hepsini kendi merak ve isteğiyle öğrenmek istedi. Çok da güzel şarkılar yazıyor, Londra’da doğup büyüdüğü için dil olarak İngilizce ifadede çok daha rahat hissediyor kendini ve yazdığı şarkılar da oldukça ilgi çekici, sağlam bir kalemi var. Bakalım, şimdi mutlu büyüsün de sonrasında o ne olmak istiyorsa, o olsun.
Modayı takip ediyor musunuz? Siz stilinizi nasıl tanımlarsınız?
O da bizi takip ediyor bence 🙂 Yani sürekli peşimizde, beceremesek de hemen yönlendiriyor bizi, şahane birşey! Ben rahatlığı severim, dar şeyler ruhumu daraltır, hareket kabiliyetimi kısıtlamayan, bana mutlaka bir pay bırakan, kumaşı böyle akan kıyafet ve kostümlerin hayranıyım.
Sahnede tercihlerinizi neler belirliyor?
Sahne aldığım yerden tutun da repertuara kadar hepsi bir etken. Rahat olması önemli tabi, sağını solunu çekiştirmeyi düşündürmeyecek parçalar öncelikli tercihim.
Gardırobunuzda en çok hangi parçalar var?
T-shirt, jean, crop top ve hırkalar.
Günlük giyiminizin olmazsa olmazları nelerdir?
Oversized T-shirt’süz bir hayat düşünemiyorum 🙂
Bembeyaz diye tabir edilebilecek bir tene sahipsiniz böyle bir cildi korumak büyük bir Özen gerektirir cilt bakım rutinleri icin vazgeçilmezleriniz var mı? Özel maskeleriniz var mı uyguladığınız?
Her ne kadar kimileri için özendirici bir ten rengi olsa da sahip olan bilir ki beyaz tenle yaşamak oldukça zordur. Hassasiyeti sebebiyle koruyucu mutlaka kullanıyorum… Cildim için temiz olması ilk şart, nem dengesini koruyacak ve tahriş etmeyecek hipoalerjenik ürünler tercih ediyorum.