İlkay Buharalı / Televizyoncu
#hayatevesığar
Karantinayı 3 kelime ile özetlersem…
1. Yuva
2. Üretim
3. Dua
Evde ilk defa poğaça yaptım.
Bir instachallenga katıldım/katılmadım.
Uzun zamandır kalbimi dinlemeyi erteliyordum, vakit buldum. Bu bana müthiş hissettirdi.
En çok Mabel Matiz dinledim.
Bircan Yıldırım’ın instagramını takip ettim.
Kilo aldım./Kilo verdim. (Bilmem hiç tartılmadım :D)))
Evde olmak üretmenin mekansız ve zamansız olduğunu fark etmemi sağladı.
Ben meğer bayağıdır müzik dinlemeyi ve dans etmeyi unutmuşum.
Bittiğinde ilk iş, anneme gideceğim.
Durmak bana; küçük bir çocuk annesi isen bunun sadece bir kelime olduğunu öğretti.
3 film önersem; Kar ve Kaplan, Cinema Paradiso ve Forrest Gump olurdu.
3 dizi önersem; Game of Thrones, La Casa De Papel, Westworld olurdu.
Ailemden başka hiç kimse ile karantinada kalmak istemezdim.
Bu sürecin sonunda tüm dünyanın ve her birimizin değişeceğini hissediyorum, biliyorum.
Eve dışarıdan yemek asla söyledim/söylemedim.
En çok, yaptığım tüm fırın yemeklerimi afiyet ile yedim.
En çok film izledim.
En çok anneme gitmeyi özledim.
En çok aileme sarılmak ve üretmek iyi hissettirdi.
Herkesin bir süre sonra evde sıkılmasını şaşkınla izledim.
Marketten kahve stokladım.
İnternetten sadece biten makyaj malzemelerimi almak zorunda kaldım. Çünkü Magazin Noteri canlı yayınları evden devam ediyor. Kargocu kardeşlerimizi zora sokmamak için internet alışverişi yapmamaya özen gösteriyorum.
Bence her insanın kendisini aradığı bir hakikat yolculuğu hayat, umudum sonunda kendimi keşfetmek. Bu sürecin hepimize getirdiği kaygı kadar katkısı da büyük.
En çok 4 yaşındaki oğluma güldüm.