Anasayfa » Sibel Bora Abdik

Sibel Bora Abdik

by PLUS

Goldmaster Yönetim Kurulu Üyesi

Uzun yıllardır iş dünyasında yer almaktasınız. İşinizi/markanızı sizden dinleyelim isteriz.
Babam Cenk Bora varlıklı bir aileden gelmediği için kendi çabalarıyla üniversite eğitimi almış ama bunu yaparken aynı zamanda çalışıp para kazanmış ve ailesini geçimini de sağlamış çok zeki, çalışkan ve girişimci yapısı olan biri. “Sıfırdan başlamak” diye bir deyim vardır ya, babamın hikayesi gerçekten öyle başlamış. Küçük bir atölyede, ütü, elektrikli ızgara ve elektrikli kek kalıpları yani pişirme tencereleri üretmeye başlamış. Her yıl yeni bir ürün ekleyerek üretimini genişletmiş. Ben üç kardeşin en büyüğüyüm, iki erkek kardeşim var. 17 yaşında kendimi atölyede, üretimin içinde buldum. Yaşıtım gençler gezip tozarken, okul yollarında koşarken ben babamla üretim planlıyordum ve satışımızı nasıl arttırırız diye gece- gündüz çalışıyorduk. Sonrasında perakende mağazalarımızı açtık. Artık hem üretim yapıyor hem de toptan satışımızın yanında kendi mağazalarımızda perakende satış yapıyorduk. Üniversite eğitimlerinden sonra iki erkek kardeşim de aramıza katıldı. Babamızın yol göstericiliğinde, yetenek, eğilim ve eğitimlerimiz doğrultusunda iş bölümü yaptık ve kendi markamızı oluşturma yolunda planlı, duygusal ama proaktif bir süreci başlattık.

GOLDMASTER markasını tescil ettirmiş, ithalata yönelmiş, özellikle uydu alıcısı konusunda lider, ürünleri Türk tüketicisi tarafından beğenilen ve sevilen bir firma olduğumuzda başarının bir sonuç değil, bir süreç olduğunu ve çoğu zaman kazancın önüne geçtiğini anladığımız ve yeni teknolojilere, yeni sektörlere yelken açtığımız bir süreç başladı. Ben finansman ve muhasebe tarafında görev alırken, büyük kardeşim Sinan Bora ithalat ve satış ve pazarlama, küçük kardeşim Süha Bora imalat ve Lojistik sorumluluğunu üslendi.

Bugüne gelirsek elektronik, elektrikli küçük ev aletleri, mobil aksesuar ve sağlık ürünleri (tansiyon aleti, ateş ölçer vb.) gibi dört önemli sektörde faaliyet göstermekteyiz.

Burada başarının anahtarının yılmadan, yorulmadan çalışmak olduğunu; fark yaratmadan, fedakârlık yapmadan başarılı olmanın mümkün olmadığını belirtmek isterim.

İş hayatında vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız. demiş ya Konfüçyüs işte bu söz tam da beni ve ailemi anlatır.  Çalışmayı ve üretmeyi severim, işimi severek yaparım, fabrikamızı canlı bir organizma gibi severim, ona hayat veren çalışanlarımızı severim, her gün koşarak gelirim işimin başına.  Samimiyet ve dürüstlük olmazsa olmazımdır. İş otaklarımız olan müşterilerimizle, aramızda gönül bağı olan tüketicilerimizle ve çalışma arkadaşlarımızla bu duygular içinde iletişim kurarız. Sözlüğümde “imkânsız” kelimesi yoktur, önemli olan yöntemi bulmaktır. Bunun için de inatçı olmak gerekir bazen.

İş dünyasında kadın olmanın avantaj ve dezavantajları neler?
İş hayatında kadın olmak ile ilgili onlarca makale, röportaj ve yazı karşımıza çıkarken “iş hayatında erkek olmak” ile ilgili bir yazı bulunmaz. Çünkü genel algıya göre, iş hayatı zaten erkeklere aittir. Doğrusunu söylemek gerekirse ben iş hayatında kadın olmamdan kaynaklanan bir sorun yaşamadım. Hatta zaman zaman bunu avantaj olarak yaşadım. İşe başladığım ilk yıllarda babam “bu işi de yapacaksın” demiş, bana imza yetkisi ve yaşıma göre fazla sayılabilecek sorumluluklar vermişti. Bu beni ilk anda ürkütmüş olsa da babamın güveniyor olması ve inancıyla gereğini yapmış, sorumluluklarımın üstesinden gelmiştim. Toptan alım yapan müşterilerimiz karşılarında 20 yaşında bir genç kız bulduklarında şaşırmış, önceleri kabullenememiş ama sonraki gelişlerinde illa benimle görüşmek istemişlerdi. Samimi ve dürüst yaklaşımımla gönüllerini ve güvenlerini kazanmıştım, tabii bu süreçte GOLDMASTER markası da tanınmaya, talep görmeye başlamıştı.

Ama konuya genel olarak bakarsak, kadının toplumdaki yeri ve rolüne ilişkin geleneksel düşünce iyi bir eş ve fedakâr bir anne olmasıdır. Günümüzde eğitimli ve tecrübeli bir kadının, erkekler dünyasında kabul görmesi için birinci şart kadınsı yeteneklerini ortaya çıkarmasından geçer, ne yazık ki bunun yerine erkeklere benzeyerek ilerlenebileceği düşüncesi hala kendine yer bulabilmektedir. Nedir bu kadınsı özellikler derseniz, detaycılık, empati yeteneği, duygusal olmaları. Artık iş dünyasında duygusal zekâsı yüksek olan kişilerin başarıya daha yakın olduğu düşünüldüğünde kadınların başarıya daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.                                                       

Anne olmak iş dünyasında bir engel olarak görülüyor. Sizin bu konudaki bakış açınız nedir?
Evlendikten sonra iş hayatında kadın olmak daha zorlaşıyor. “Çocuk da yaparım, kariyer de” sloganının verdiği güçle iş hayatında kadın hamilelikte de yarışı elden bırakmıyor ve bebeğiyle yarışa devam ediyor. Ancak doğumla birlikte kadının önünde yol ayrımı beliriyor. İşine bu kadar emek vermişken ve yaptığı işi seviyorken işini bırakmak ya da devam etmek… Çocuk sonrası başvurularınızda mülakatta size sorulacak sorulardan bir tanesi “Çocuğunuza kim bakacak?” sorusu oluyor ki bu çok üzücü.

Genç ya da yaşlı tüm kadın girişimcilere önerileriniz nelerdir?
Öncelikle kadın-erkek işi diye sınır belirlemekten vazgeçsinler. Kadınlar artık her işi yapıyorlar, börekçi açan kadın girişimci de var, enerji tesisi kuran kadın girişimciler de… Önemli olan iş fikrine inanmak, özenle iş planı hazırlamak, destek bulabileceği yerleri iyi araştırmak ve sabırla çalışmak. Dijital dünya kadınlar için inanılmaz fırsatlar sunuyor. Ayrıca ülkemizde kadın girişimciler için çeşitli destek programları var. Birçok ilimizde Aile Destekleme Merkezlerinde Beceri kursları var, kadınlarımız istedikleri branşta kendilerini geliştirebilirler ve kendi işlerini kurabilirler. KOSGEB ve Ticaret Bakanlığı’nın girişimcilere ciddi destekleri var, daha başka derneklerin de kadın girişimcilere finansman açısından yardımcı olacak projeler yaptığını biliyorum.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015’te yayımladığı Cinsiyet Ayrımı Raporu’na (Gender Gap Report) göre aynı işi yapan bir kadın ile bir erkeğin maaşı günümüzden 117 yıl sonra; yani 2133 yılında eşit olabilecektir. İş dünyasında kadınların eşit haklarla çalışabilmesi için sizce neler gerekli?
Öncelikle devlet ve yetkililerin kadından yana olması gerekir, devlet mekanizmasının kadınlar yararına siyasi bir irade ortaya koyduğunda Türkiye’deki tablonun hızla değişeceğini düşünüyorum. Eğitim arttıkça Türk kadınları değişiyor; daha çok hak arar hale geliyor. Her şeyin başı eğitim diye olur olmaz kullandığımız deyim vardır ya, işte bu konuda tam da yerini buluyor.

Toplumun kadın ve erkeğe dayattığı roller hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cinsler arasındaki tavır farklılıkları, bir bakıma toplum olarak onlardan nelerin beklendiğini gösterir. Örneğin reklamlarda kadınlar hep mutfaktadır, çocukla ilgilenir, yemek yapar, komşularla oturur sohbet eder. Erkekler ise çok yoğun çalışırlar, eve parayı erkek getirir, arabayı en iyi erkek kullanır… Kadınsı roller genellikle hassasiyet, anlayış, duygusallık, bağımlılık özellikleriyle; erkeksi roller ise liderlik, baskınlık, bağımsızlık gibi özelliklerle öne çıkar. Erkekler ağlamaz mesela, halbuki ağlamak için bir çift göze sahip olmak yeterlidir. Bir yazıda “gözü olan ağlar” diye bir cümle okuduğumu hatırlıyorum. Duygusallığın zayıflık olarak algılandığı toplumumuzda birçok aile birbirlerine sevgisini belirtemeyen kişilerden oluşmaktadır. Özellikle iş hayatında başarılı olmak isteyen kadınlar erkek gibi davranmak zorunda bırakılmaktadır.

Birçok toplumsal konuda olduğu gibi bu konunun da düzelebilmesi aile içinde kız ve erkek çocukların eşit davranılarak yetiştirilmesi bu anlayışın değiştirilmesinde en önemli etkendir.

Başarı sizin için nedir?
Başarı; kişinin mutlu olacağı konu veya konuları tespit etmesi, onlara ulaşması için hedefler koyması, o hedefler uğruna çabalaması, zor zamanlarda da hedefinden ayrılmama inadı göstermesi, bu süreçten heyecan duyması, bulunduğu noktadan geriye baktığında gurur duyacağı bir hayatı yaşamasıdır. Sabır, azim, merak, inat gibi özellikler, işinize duyduğunuz aşk ve bu yolda göstereceğiniz çaba başarıyı kaçınılmaz kılacaktır.

Thomas Edison’un dediği gibi; ”BAŞARININ %1’İ İLHAM, %99’U TERDİR.” Geriye dönüp baktığımda ve GOLDMASTER’ın günümüzdeki konumuna gelebilmesi için döktüğümüz teri, emeği ve fedakarlığı görebiliyorum. Tabii bir anne olarak dünyaya getirdiğim ve ileriki yaşamlarında başarılı bireyler olabilmeleri için gereken ilhamı vermeye çalıştığım çocuklarım da en büyük mutluluk ve başarı kaynağım olmuştur.

İş hayatınızda sizi, başarılı kılan farkınızın hangi özelliğiniz olduğunu söyleyebilirsiniz?
Başarılı olmanın ilk şartının doğru hedefi tespit etmekten geçtiğine inanıyorum. Hedefin doğruluğunu da içimde oluşturduğu harekete geçme hissi ile test ederim ve tutku ile onu gerçekleştirme adımlarını atarım. Arada hata yaptığım da olur ama asla hatalara takılmam, hızla geride bırakır ve onları tecrübe listesine eklerim. İş ahlakı konusu çok önemlidir, babamızın ilk öğrettiği kuraldır diyebilirim. Asla vazgeçmeyeceğim bir kural da verdiğim sözleri tutmaktır. Bunun yanında gündemi takip ederim, iş yaptığımız sektörlerle ilgili her türlü gelişmeyi yakından takip ederim. Ve işimi, şirketimi aşk derecesinde sever, yorulmamacasına çalışırım.

Yoğun temponuzda dinlenmek ve yeniden enerji kazanmak için neler yaparsınız?
En başta yediklerime çok dikkat ederim, güne güzel bir kahvaltıyla başlarım ve düzenli beslenirim. Müzik dinlemeye ve ailece yürüyüş yapmaya bayılırım. Kızımla alışveriş yapmaktan zevk alırım. Beni en çok dinlendiren şeylerin başında ise mutfağım gelir. Aileme ve dostlarıma yemek yapmak, onlarla sofrada muhabbet etmek inanılmaz iyi gelir. Bir de yılda iki sefer birkaç günlük tatil kaçamağı rutin dışına çıkıp enerji toplayıp rahatlamama sebep olur.

İLGİLİ YAZILAR

Yorum Yap

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Çerezleri kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Ok Devamı